türkiye’de kumar yargı yetkisi belgesi qnb finansbank 11

MULTIMOORA sonuçlarına göre sırasıyla ilk üç il, İstanbul, Bursa ve Kayseri; son üç il, Bitlis, Hakkari ve Siirt olarak tespit edilmiştir. İnovasyon çıktılarına göre yapılan bu sıralamada sanayi üretiminin yoğun olduğu bölgeler üst sıralarda yer almaktadır. Bununla birlikte sıralamanın sonlarında sanayinin daha az gelişmiş olduğu ve hayvancılığın önemli bir geçim kaynağı olduğu doğu illerinin yer aldığı görülmektedir. Kısacası, tüm dünyada artan iklim bilinci firmalara net sıfır emisyon hedefi belirlemekten kaçınma imkânı tanımıyor. Ancak iklim mücadelesinin en kritik ayaklarından biri kirletici firmaların söylemleriyle eylemlerinin örtüşüp örtüşmediği konusunun peşini bırakmamak olacak. Hükümetlerin kalkınma ve sanayi stratejileri, belediyelerin şehircilik anlayışları gibi makro politikalar bir yana, özel işletmelerin faaliyetleri, hatta her bireyin günlük yaşamı artık karbon emisyon miktarının dengelenmesi etrafında yeniden tanımlanıyor, biçimleniyor. Peki, net sıfır emisyon olgusunu belirleyen unsurlar neler ve bu hedefe erişmek için önümüzdeki on yıllarda ne tür adımlar atılabilir?

Mustafa Ünlü’ye denizdeki kirliliğin nedenlerini anlatırken, sualtından çektiği görüntüleri de bizlerle paylaşıyor. Marmara Denizi’nin müsilajla kaplanmasının ardından sadece bir yıl geçti. Ancak denizin yüzeyinde müsilaj tabakası görülmediği için, Marmara’daki kirlilik bu sene hiç gündeme gelmedi. Oysa suyun yüzeyinde müsilaj görülmemesi, müsilaj sorununun Marmara Denizi’ni hâlâ yoğun bir şekilde etkilemediği anlamına gelmiyor. Sadece suyun yüzeyini kaplayan köpükler olarak anladık,” diyor Prof. Dr. Mustafa Sarı. Bu gelişmenin ne anlama geldiğini astrofizikçi ve popüler bilim yazarı Doç. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Melike Yavuz ise, kirli havanın insan sağlığını doğrudan olumsuz etkilediğini vurgulayarak, tedbir alınmaması durumunda gelecekte çok daha ağır sağlık sorunların ve buna bağlı artacak sağlık giderleriyle karşı karşıya kalınabileceğini belirtti. Ancak yine de bu veriler Grönland’ın şu anda küresel ortalamadan dört kat daha hızlı ısınan Kuzey Kutbu’nun geri kalanı kadar hızlı ısınmadığını göstermişti.

BankTrack, tüm dünyada 200’ün üzerinde bankanın sürdürülebilirlik taahhütlerine uyup uymadıklarını ve yaptıkları “şüpheli anlaşmaları” takip ediyor. 2020’de kurulan ve kendini hem bir STK hem de bir düşünce kuruluşu olarak tanımlayan Paris merkezli Reclaim Finance ise bankaların yanı sıra finans kuruluşlarının yatırımlarını da mercek alıyor. Kuruluş örneğin dünyanın en büyük varlık yönetimi şirketi BlackRock’ın, söyleminin aksine kömüre 85 milyon dolar yatırım yaptığını ortaya koydu. Toplumsal denetimi çok daha zor, tek öncelikleri kâr ve paribahis olan bankaların fosil yakıt projelerine ve şirketlerine yatırım kolaylıkları sağlamaları nasıl önlenebilir? Burada da iklim savunucuları bankaların yatırımlarını izleme ve onları ifşa etme yolunu seçiyor. Ayrıca etik bankacılık gibi kazancı maksimize etmeye dayalı olmayan yepyeni modeller ortaya çıkıyor. İklim mücadelesinde sadece hükümetlerin değil, finans dünyasının da kazançlarının bir kısmından vazgeçerek dönüşmesi şart. Bir başka deyişle, gezegenin kurtuluşu iklimi bu hâle getiren ekonomik sistemin değişmesini gerektiriyor. 11 soruda, bankaların fosil yakıt yatırımlarını mercek altına alıyoruz.

Ocak 2021’de Grist’in internet sitesinde yayınlanan Nathanael Johnson’ın haberine göre ise tüm ışıltılı reklamların ve vaatlerinin aksine, Coca-Cola ve Google gibi firmalar Amerikan Kongresi’nde iklim ajandasının ilerletilmesi konusunda sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Dolayısıyla ortaya konan net sıfır emisyon hedeflerinin toplumun ve medyanın denetimine tabi tutulması şart. Ayrıca, Paris Anlaşması’nın bağlayıcı özelliği iklim hareketinin taleplerine de bir zemin oluşturuyor. Dahası, net sıfır emisyon hedefine 2030’a kadar ulaşılabilmesi için birçok ülkede iklim aktivistleri ulusal ve yerel yönetimlere İklim Acil Durumu ilan etmeleri yönünde çağrı yapıyorlar. Ayrıca, net sıfır emisyon hedefinin temelini oluşturan prensipler birtakım genellemelere dayanıyor. Bitkilerin ve toprağın atmosfere salınan fosil yakıt kaynaklı gazları yakalama kabiliyeti, “net sıfır” hesaplamalarında öngörülen kapasiteden sınırlı. Giderek daha fazla gördüğümüz şekilde şirketlerin ürünlerini veya faaliyetlerini “karbon nötr” olarak pazarlamaları ise temelde yanıltıcı. Bu genellemelerin içerdikleri mitler hakkında, petrokimyadan tarıma birçok alanda uzmanlık sahibi 41 bilim insanının kaleme aldığı “net sıfır emisyon ve karbon telafisi hakkında çökertilmiş 10 mit” adlı metni (İngilizce) okumanızı öneririz. Bunların başında en doğal ve düşük maliyetli çözümlerden biri olan ağaç dikmek ve tabiatın, özellikle de biyosfer rezervi olarak belirlenen bölgelerin korunması geliyor. Bu çerçevede kendilerine net sıfır emisyon hedefi koyan ülkelerin ya da uluslararası şirketlerin, ağaç dikme programlarına yatırım yapmak suretiyle karbon yakalanmasına katkı sağlamayı taahhüt ettiklerini görmek mümkün. Atmosfere yayılan sera gazının karbon yakalama çözümleriyle denkleştirilmesine “karbon telafisi” (carbon offset) adı veriliyor.

  • ABD nin dünyaya vaat ettiği en önemli şeyler bir tanesi güvenilir bir ekonomi ve bunun neticesinde rezerv para olarak doların geçerli olmasıdır.
  • Bu durumda araştırma süreci, ilgili kurum tarafından tamamlanana dek hesap blokesi kaldırılmaz.
  • Konunun diğer bir politik ekonomi teorisi olan Marksizm üzerinden çalışılması gerekmektedir.

“Kasten öldürme” ve “birden fazla kişiye karşı gece vakti, konutta silahlı yağma” suçlamalarıyla yargılanan Ali Yamuç’un eşi Fatma Yamuç, üçüncü duruşmada beraat etti. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Dairesi, Büyüknohutçu ailesinin istinaf talebini reddederek, Yamuç hakkındaki beraat kararını onadı. Büyüknohutçu ailesi de Yargıtay’a temyiz dilekçesi sunarak kararın bozulmasını talep etti. Katılımcıların pratik yapmalarını, pratik yaparken beliren sorular üzerine hep birlikte düşünmelerini sağlamak amacıyla atölyede çeşitli uygulamalara ve oyunlara da zaman ayırdık. İki haftaya yayılan oturumlarda bizimle birlikte olan sekiz katılımcı atölyenin bir devamı olarak Gezegen’de yayınlanacak bir haber hazırlayacak. Aynı zamanda 114 bin 683 hastaneye başvurusunun, 27 milyon 606 iş günü kaybının ve 231 milyon 333 bin hastanede geçirilen günün önlenebileceği belirtiliyor.

Özgün Özçer de farklı haber kurguları ve haber diline dair temel metodolojik yaklaşımlardan bahsederken, haberlerde fikri takip unsuruna ve bilgi edinme başvurularının nasıl yapılabileceğine dair bilgiler paylaştı ve yabancı mecralardan iklim haberi örnekleri sundu. Bekiroğlu ise ODTÜ rektörlüğünün geçmişte “ODTÜ Ormanı ve ODTÜ’nün Dereleri” isimli bir etkinliğe bile “ODTÜ’yle ilgili olmadığı” gerekçesiyle izin verilmediğini anlatıyor. “ODTÜ’nün ormanı ve derelerini ODTÜ’yle ilgili bulmayan atanmışlar hem iklim krizinin hem toplumsal cinsiyetin herhangi bir meseleyi kesen temalar olduğunu anlamıyor olabilir. Ama yasağın asıl gerekçesinin bir anlama sorunundan ziyade fobileri olduğu çok açık. Bizler bu yönetim zihniyetinin farklı türde yasaklamaya çalıştığı bilim insanları olarak ODTÜ Çevre Topluluğu’nun yanındayız,” diyor Bekiroğlu. “Rektörlük makamı, kayyumluk makamı tarafından bu tarz kelimeler (LGBTI +, kuir, toplumsal cinsiyet) haz edilmeyen ve mimlenen kelimeler. Bu son etkinlik yasaklanması ilk karşılaştığımız yasak olmadığı için açıkçası hiç şaşırmadık. 2019’da düzenlemeye kalkıştıkları ilk kuir ekoloji etkinliğine Kültür İşleri yine itiraz etmiş. “Bize ‘kuir ne, çevre ile ne alakası var’ gibi kesişimselliğe tamamen ters bir fikirle karşı çıktılar. Aynı zamanda kayyum rektörlüğün, kültür işlerinin ne kadar LGBTİ + fobik olduğunu gördük, zaten önceden de biliyorduk,” diyor Deniz. O dönem yasaklamaya rağmen etkinliklerini gerçekleştirmeyi başarmışlar.

Sürdürülebilir bir yaşamla uyumlu düşük karbon beslenmenin hedefi gıda ürünlerinin üretimi, ambalajlanması, tedariki ve geri dönüşümü aşamalarında sera gazı emisyonunu en aza indirmek. Düşük karbon diyetlerde bu nedenle endüstriyel et ve hayvansal ürünler tüketilmiyor, sebze ve meyvelerde mevsimsel ve yerel ürünlere öncelik veriliyor ve plastikle ambalajlanmış, işlenmiş gıdalara da olabildiğince az rağbet ediliyor. Organik atıkların kompostla yeniden değerlendirilmesine ayrıca önem veriliyor. Yerel ürünlerle beslenmeye dayalı vegan diyet bu nedenle tüm üretim safhası ve tedarik zincirinde sera gazı emisyonlarının en düşük olduğu beslenme türü olarak görülüyor. 2010’dan bu yana da kültür başkentlerinin yanı sıra “yeşil başkentler” seçen Avrupa Birliği ise 2030 yılına kadar 100 şehrin iklim nötr olması hedefini duyurdu. İklim nötr kentsel planlamada ise en önde giden şehirlerin başında Malmö geliyor.